Efendiiimm.. Avengers'a hazırlık yazı dizisinin üçüncüsüyle yine karşınızdayım. Bu seferki filmimiz, yeşil, koccaman, iri yarı, önüne geldiğini dağıtan devimiz Hulk'ın filmi The Incredible Hulk! Neden "devimiz" şeklinde benimsedim bende bilmiyorum ama kendisi yaratığa dönüştüğünde psikopatlığın ve saldırganlığın dibine vursada, aslında özünde iyi bi insanadır o!
Neyse en iyisi başından anlatmak...
Avengers filmine hazırlık için çekilen 2008 yapımı The Incredible Hulk filmi olsa da, aslında Marvel öncesinde 2003 yılında bir tane daha Hulk filmi çekmiş. Onun adı sadece Hulk. Belli ki o zamanlar pek inanılmaz gelmemiş o karakter gözlerine. Ters adamlar işte, asıl ilkinin inanılmaz olması gerekiyo ya neyse... Şimdi konumuz bu değil.
İlk filmde Hulk karakterini canlandıran kişi Eric Bana'nın ta kendisi. İkinci filmi anlamak içinde bunu izlemek gerekiyor zaten. Onun için ikisini de arka arkaya izlemek zorunda kaldım. Ki normal şartlarda böyle bi filmide izlemem. Sinirlenince devasa yeşil bir yaratığa dönüşen adamın hikayesi hiçbir zaman mera uyandırmadı çünkü bende. Ama Marvel bu, insana her türlü filmi izlettirir...
Kısaca ilk filmin konusu şu: Bruce Banner (Eric Bana) küçükken, babasının abzürt ve saçma sapan bilimsel deneyleri yüzünden, genlerinde tuhaf yeşil tanımlayamadığım bişeyle doğmuş bir çocuktur. Aslında babası o şeyi kendine enjekte etmiş ama haliyle genlerden bu çocuğa da geçmiş. Sonra Bruce büyür, bilim adamı olur. Önemli bir labarotuvarda çalışmaya başlar. Bir gün yaşanan bir kaza nedeniyle Bruce'un içinde hapsolmuş o yeşilimsi şey, yavaş yavaş kendini göstermeye başlar... Daha doğrusu sinirlendiği anda ortaya çıkar. Bruce sinirlendiği bir an, yavaş yavaş irileşir, rengi değişir, bir anda yaratıkımsı bişeye dönüşüverir. Birde sen bunu kontrol edeme! Ondan sonra seyreyle cümbüşü!
Gelelim 2008 yapımı olan ikinci Hulk'a. Buna bide ek olarak incredible yani inanılmaz eklenmiş, olmuş size The Incredible Hulk! Bu filmi çekici kılan yanı ise başrolünde Edward Norton'ın olması. Severim bu adamıda, filmlerini de. Onun için her türlü izlerim yani...
Diğeriyle benzer bir hikaye haliyle.. Sadece ek olarak bir yaratık daha dahil oluyor filme. Bruce'un sevdiceği olan Betty Ross'un (Kendisini Liv Tyler canlandırmış) babası general. Bruce izini kaybettirmiş olduğu için yaşanan ilginç bir hadise sonrası yaşadığı yeri buluyorlar. General'in amacı belli: Savaşlarda kullanabilecekleri güçte müthiş bir yaratık oluşturmak. Bunun içinde Bruce'un yeşillendiği andaki özelliklerini istiyorlar. Bruce'da "Efendim siz manyak mısınız? Hulk bu! Ondan hiç asker olur mu? Delidir ne yapsa yeridir! Kendini tutamaz savaşta iki tarafıda paramparça eder! Bi vursa kendinizi okyanus üstünde uçarken bulursunuz!" şeklinde nedenlerden ötürü buna izin vermem diyip o yeşilimsi şeyi vücudundan atmak için çabalıyor.
Buda filmimizin süper tipsiz kötü adamı! Hulk'ın gücünü ölesiye kıskanan, "Banane banane, benden ondan istiyorum" düşüncesinde, dengesiz adam Emil Blonsky. Hep General'in başının altından çıkan bazı nedenlerden ötürü bu da işin içine giriyor. Sonrasında hem generale hemde Hulk'a baya bela oluyor tabi...
Yine Amerika'ya bir yaratık saldırıyor, yine Amerika paramparça oluyor, yine Amerikalı halk bu tuhaf yaratıkları görüp çığlık çığlığa koşuşturuyor. Bir Allah'ın kuluda demiyor ki "Bu yaratıklar niye hep Amerika'ya saldırıyor?" :D
Kısaca filmimiz bu şekilde... Avengers'a iki şekilde bağlıyorlar filmi. Biri arada bir adı geçen ve Avengers'ta sürekli bahsedilen "SHIELD" adındaki gizli örgüt (Nasıl gizliyse herkesin dilinde maşallah) :D Birdee son sahnede General bir barda üzgün, mutsuz ve pişmanlıkla içkisini yudumlarken ziyaretine bir adam geliyor... Bu kişi tabiki, benim adamım Tony Stark yani Iron Man. Yani Robert Dawney Jr. Benim için en tatlı süprizde o oldu zaten...
Kısaca filmimiz bu şekilde... Avengers'a iki şekilde bağlıyorlar filmi. Biri arada bir adı geçen ve Avengers'ta sürekli bahsedilen "SHIELD" adındaki gizli örgüt (Nasıl gizliyse herkesin dilinde maşallah) :D Birdee son sahnede General bir barda üzgün, mutsuz ve pişmanlıkla içkisini yudumlarken ziyaretine bir adam geliyor... Bu kişi tabiki, benim adamım Tony Stark yani Iron Man. Yani Robert Dawney Jr. Benim için en tatlı süprizde o oldu zaten...
Bugüne kadar Marvel 3 farklı Hulk sürdü piyasaya. Üçü de farklı oyuncular... Ama bana göre en süperi Edward Norton'dı. :))
Son olarak ben bu adamların yerinde olsam çok fena alınırdım yaa.
"Sen bana ne demek istiyosun arkadaşım? Bana bakınca bi dev mi görüyosun yani? Ben o kadar tipsiz ve iri miyim de bana böyle bi rol teklif ediyosun?" diye...
Ama üçüde sorunsuz kabul etmiş görünüşe göre... :D
Vee The Incredible Hulk fragmanı...
Vee The Incredible Hulk fragmanı...
İki filmide severek izlemiştim :D Evde tek kız olunca sürüyle erkek arasında büyünce aksiyona daha meraklı oluyo insan haliyle :D Kalemine sağlık kuzu :D
YanıtlaSilHakkaten bu tarz filmleri hiç kaçırmamışsın.. Sende Marvel hayranıymışsın baya baya :D Avengers'a dua etsinler, yoksa hayatta izlemezdim bununla Captain America'yı :D :D
Siloyuncu ayırımı yapmıyorum sorsan çoğunun adını bilmem :P konusu önemli benim için :D
Sil