Bir film düşünün... Sinemanın olağan işlevinden çok
daha farklı bir film... Çoğu zaman filmler insanları rahatlatmak,
gerçek hayatın stresinden uzaklaştırmak ve azda olsa gülümsetmek için
yapılır değil mi? Bazı filmlerde vardır ki bunun tam tersi bir amaca
sahiptir. Aslında bilipte unuttuğumuz bazı gerçekleri bütün netliği ve
ayrıntısıyla hatırlatır izleyicisine... Veya görmezden gelmeye
çalıştığımız o gerçekleri, ne yapıp edip gözümüze gözümüze sokuverir
adeta...
Size şimdi anlatacağım bu film tamda ikinci tür filmler arasına giriyor. Bu, sağır ve dilsiz çocukların dünyaya bazı gerçekleri haykırmaya çalıştığını, ama bir türlü seslerini duyuramadığını anlatan bir film... Kendi seslerini, hıçkırıklarını, ağlayışlarını bile duyamayan, başlarına gelen hiçbir şeyi dile getiremeyen çocukların, sessiz çığlıklarına şahit olmamızı isteyen bir film... Engelin ve özrün aslında bedende değilde beyinde olduğunu ispatlayan bir film...
Daha adını gördüğünüzde bile az çok anlayabiliyorsunuz filmin derinliğini. Hiç gösterişli değil aslında, tek kelime, çok sade... Silenced yani "Sessizlik".
Size şimdi anlatacağım bu film tamda ikinci tür filmler arasına giriyor. Bu, sağır ve dilsiz çocukların dünyaya bazı gerçekleri haykırmaya çalıştığını, ama bir türlü seslerini duyuramadığını anlatan bir film... Kendi seslerini, hıçkırıklarını, ağlayışlarını bile duyamayan, başlarına gelen hiçbir şeyi dile getiremeyen çocukların, sessiz çığlıklarına şahit olmamızı isteyen bir film... Engelin ve özrün aslında bedende değilde beyinde olduğunu ispatlayan bir film...
Daha adını gördüğünüzde bile az çok anlayabiliyorsunuz filmin derinliğini. Hiç gösterişli değil aslında, tek kelime, çok sade... Silenced yani "Sessizlik".
Bir engeli oldumu kendini eksik hisseder insan...
2011 yapımı olan bu film birbirine paralel giden iki farklı kişinin görüntüleriyle başlıyor. Daha o sahnede bile geriliyorsunuz, sessizce ve merakla ne olacağını beklemeye başlıyorsunuz...
Genç öğretmen Kang In Ho'nun (Gong Yoo) yatılı engelliler okulunda öğretmenlik yapmak üzere gitmesiyle başlıyor her şey. İlk başta ortam gayet olağan ve normal görünüyor. Öğretmenler normal, müdür bey ve ikizi çok iyi, Kang In Ho'ya her konuda yardımcı oluyorlar. Öğrenciler her gün normal bir şekilde derslerine girip çıkıyorlar...
Kang In Ho'nun gecenin bir vakti koridorda dolanırken
duyduğu tuhaf sesler ve çığlıklarla normal giden günleri değişiveriyor bir
anda... Ve zamanla fark ediyor ki; okul ve içinde yaşananlar hiçte düşündüğü
gibi değil...
Genç öğretmen, o günden sonra sadece, çocukları
anlamak ve sorunlarını çözmek için çaba gösteriyor. Ne kadar zor bir
işin altına girdiğini farkettiğinde artık dönüşü olmayan bir yolda
olduğunu görüyor ve her şeyini ortaya koyarak gerçekleri ortaya
çıkarmak için çabalıyor. Hatta bu uğurda annesini bile karşısına
alıyor. Bu işten vazgeçip kendi öz kızıyla ilgilenmesini isteyen
annesine mahkeme girişinde verdiği cevap sanırım bahsettiğim şeyi
açıklayacaktır:
"Bu çocuğun başına o olay
gelirken ordaydım. Ama hiçbir şey yapamadım. Şimdi onun elini
bırakırsam, kendi kızıma iyi bir baba olabileceğimi sanmıyorum."
Gerçek bir hikayeden uyarlanan ve başrolünde Gong
Yoo'yu izlediğimiz filmin yönetmen koltuğunda Hwang Dong-Hyuk'u
görüyoruz. Gong Yoo, rolünü o kadar benimsemiş ve yaptığı işe o kadar
inanmış ki, ben film boyunca o kişinin Gong Yoo olduğunu unuttum ve
izlediğim kişi, sadece çocuklar için canını dişine takan, onları
anlamak ve söylediklerini anlatabilmek için elinden gelen herşeyi yapan
Kang In Ho'ydu...
"Mücadele etmemizin sebebi dünyayı değiştirmek değil, dünyanın bizi değiştirmesine izin vermemek..."
Çocuklar ise bambaşka dünya... İzlerken gerçekten
engelli olduklarını düşünmenize neden oluyorlar... Birde onlara bu yolculukta
yardımcı olan genç bayan Yoo Jin var ki, ona da Jung Yu-Mi hayat veriyor.
"Eskiden anne babamla
sahile gelirdim. Sağır olmadan önce... O zamanlar dalgaların kıyıya
vurma sesini duyardım. Ama şimdi çok sessiz...
Dünyadaki en iyi ve en güzel şeyler görülemez hatta dokunulamaz bile, kalpten hissedilmeleri gerekir. Bu Helen Keller'ın bir sözü ve benim en sevdiğim söz."
Dünyadaki en iyi ve en güzel şeyler görülemez hatta dokunulamaz bile, kalpten hissedilmeleri gerekir. Bu Helen Keller'ın bir sözü ve benim en sevdiğim söz."
Çarpıcı ve hiç beklenmeyen final sahnesi, muhteşem
oyunculukları, birbirinden sürükleyici, özellikle mahkeme sahneleri,
gerçekleri hiç çekinmeden bütün sertliğiyle yüzünüze vuran, anlatmak
istediği can yakan konusuyla "Sessizlik" mutlaka her insanın izlemesi
gereken bir film...
Hani bir söz vardır ya: "Gerçekler acıdır"
diye... Film bittiğinde içimden sadece şunu söyleyebildim: "Biliyoruz
gerçekler acıdır da, keşke bu kadar da acı olmasaydı..."
ay dergide görüp izledim Allahım nasıl bahsetsem ki... Çocuklara üzülüp ağladım. Okul müdürünü gördükçe çileden çıktım.Bu duruma göz yumanları görünce deliye döndüm ve bir tek öğretmenin çabalarını gördükçe takdir ettim... Nasıl anlatılır ki...
YanıtlaSilBen bütüün film boyunca sadece ağladım zaten. Film bittiğinde gözlerim şişmişti ağlamaktan.. Hepsinden öte o kansızların yaptıkları dokuunuyo zaten.. Rabbim nasıl biliyosa öyle yapsın..
SilBir şey söylememe izin ver... Yazıların müthiş! Crows Zero'nun faydaları ^^ Bu blogu onun sayesinde tanımıştım :D
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Böyle düşünmene çok sevindim :)
SilYazını okuyunca öyle merak ettim ki, bir an önce izleyeceğim! Zaten Gong Yoo var kaçmaz bu film :)
YanıtlaSilGong Yoo döktürmüş zaten. Zaten severdim, bu filmden sonra hayranı oldum adamın :)
SilYorumumu yazmış göndericektim ki elektrikler gitti:(
YanıtlaSilHerkez bu filmi ağlayarak izlemiş,bense şaşkınlıka,donuk bi şekilde izlemekteydim,ta ki erkek çocuğun mahkemede ifade vermek için ifadesini kağıda yazdığını,kağıttan okusam olurmu demesine kadar o anda koptum,[filmiizleyenler anladı beni^^)o an çocuğun sessiz isyanı, çaresizliği bitirdi beni:( ,filmde geçen olaylar yaşanmış bi olaydan alınması beni daha çok etkiledi ,hikaye gerçek olmasaydı böyle bi son olmazdı zaten ,maalesef ki bu tarz şeyler yaşanıyo bu film deki en acısı,en kötüsü tabi:( Ve paranın,mevki peşinde olaların canı çıksın emiii><
VE bu söze bittim "Mücadele etmemizin sebebi dünyayı değiştirmek değil, dünyanın bizi değiştirmesine izin vermemek..."
Duana içten bi aaamiiiinnn demek istiyorum kuzum :)
SilBenide bu kadar üzen onların bu çaresizlikleri oldu zaten.
Rabbim öyle kansızları ömür boyu güldürmesin inşallah!
Ve hakkaten filmin çoğu repliği çok iyiydi..
geçenlerde izledim ben de gerçekten etkileyici ve izlenlmesi gereken bi film dediğin gibi.keşke gerçekler bu kadar acı olmasa..
YanıtlaSilBu filmi daha türkçeye çevrilmeden önce görmüş ve izlemeyi kafama koymuştum ama unutmuşum burda görmek çok iyi oldu anlatımında süperdi hemen izleme isteği doğdu içimde...
YanıtlaSilKalemine sağlık, Kore can'dır. :D
Teşekkür ederim. Yazım iyi bi şeye vesile olmuş, sevindim. :)
SilVe evet, kesinlikle Kore can'dır! :D