Kore diye diye bir hal olan, deli gibi kore dizileri izleyen, keş gibi Kore müzikleri dinleyen bir adet sinema televizyon öğrencisiyim efenim... Sadece Kore değil diğer yapımlarıda elimden geldiğince burada paylaşmaktır dileğim. İnşallah gerçekleştirebilirim...
Görmüş olduğunuz afiş A Reason To Live (Yaşamak İçin Bir Neden)
isimli bir Güney Kore filmine ait. Ve ben bu filmi sadece afişi yüzünden
izledim ve filmi izlemeye karar verdiğimde filmin adını bile
bilmiyodum…
Nedenine gelince… Her şeyden önce afişe baktığımda ilk olarak kadının
gözlerine takıldı gözlerim. Bir süre başka yere bakamadım zaten. Hani,
anlatmak istediğin çok şey vardır da boğazında düğümlenir ya herşey,
düğümlenir de tek kelime edemezsin… Onu gördüm işte bakışlarında,
hikayesini bile bilmeden üzüldüm kadına… Öyle çaresiz ki bakışları,
yardım arar gibi sanki, ama bulamamış belli ki… Çaresizliğin hüznü
kaplayıvermiş gözlerini, bakışlarını…
Ardından o sarı şemsiye.. Sımsıkı tutmuş şemsiyeyi iki eliyle.
Yağmurdan korunmak değil onun asıl derdi, ıslanmış zaten. Ama şemsiye
var ya şemsiye.. Çok değerli onun için. Anlamı büyük…
Ardından nihayet filmi izleyebildim bir kaç gün önce. Ve o an şunu
anladım; oyunculuk muhteşem birşey! Çünkü ben afişte ne okuduysam, kadın
onu verdi bana filmde..
Bütün film boyunca hep bulutluydu bakışları, sadece yaşamış olmak
için yaşıyordu sanki, bu dünyada onun için ayrılan sürenin sonuna
gelebilmek için yani… Çünkü nişanlısı ölmüştü. Acemi ve genç bir
motorcunun yüzünden hemde, çarpıp kaçmıştı motorcu onun o çok sevdiği
nişanlısına.
O günden sonra yüzüne yerleştirdiği her gülümseme,
annesinin topuklu ayakkabısını giyipte yürümeye çalışan küçük bir kız
çocuğu gibi abes ve eğreti durdu yüzünde… Ama o kadar iyi niyetli bir
kadındı ki, motorcu çocuğu affetti genç kadın, çocuğun ailesine ve
annesinin gözyaşlarına kıyamadı çünkü.. Ardından başladı, kendisiyle
olan iç savaşı. Affetmek doğru muydu? İşe yarayacak mıydı? Peki ya
affedince o kişi bir daha suç işlemeyecek miydi yani? Yoksa tam tersine
mi dönecekti her şey? Nasılsa affedildim diye başka bir suça mı
bulaşacaktı? Ve genç kadın bu sorularına cevap bulduğunda, bazı şeyler
için çok geçti artık…
Bir de şemsiye demiştik ya hani… Gerçekten önemliydi…
Sakin ve durgun bir filmdi A Reason to Live. Ama hiç sıkılmadım.
Böyle filmler çok daha farklı deneyimler tattırır insanlara, deli gibi
aksiyon ve olaylı sahneler görmezsin belki ama oyunculuğun lezzetini
farkedersin çoğu zaman yada sahnelerin etkileyiciliği dikkatini çekmeye başlar.
Bazı ayrıntıları farkedersin, filmin sakinliği, film hakkında düşünme
imkanı verir sana ve bir gülümseme yerleşir dudaklarına… Sonra bir
bakmışsın, sinema da senin hayatında "Yaşamak İçin Bir Neden" oluvermiş…
Unutmadan, merak edenler için: Filmin başrolündeki bayanın adı Song Hye Kyo…